Mimari

Elit Perla Palas, dünya kenti olarak tarihe damgasını vuran İstanbul'un çağdaş yüzünü yansıtırken, köklü ve zengin tarihi mirasından da esintiler taşıyor. Roma, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerinin oluşturduğu kültürlerin günümüze uzanan köprüsü olan İstanbul'da, stillerin modern yorumu olarak neo-klasik mimari tarzı ile Elit Perla Palas'ın dış cephesi şekilleniyor.

Ekolojik sorumluluk ve akılcı kent yaşamı odaklı mekan oluşturma prensipleri ise doğayı ve hayat konforunu korumak için projenin öncelikleri arasında yer alıyor.

Elit Perla Palas'ta öncelikle doğal ışıkla çevrelenmiş ve aydınlatılmış bir konsept öne çıkıyor. Yapının kütlesel formu binaya dışarıdan bakıldığında görülemeyen ancak binanın içinde hissedilen gün ışığına kucak açan yemyeşil peyzajlı bir iç avlu bahçesi etrafında şekilleniyor. Gün boyu binaya hayat enerjisi taşıyan ışık, lobide bulunan geniş kubbe üzerindeki özel camlardan geçerek iç galerilere doğru süzülüyor ve binanın çekirdeğine nüfuz ediyor. Hem lobinin zemininde hem de diğer katlarda bırakılan geniş galeri açıklıkları yapının diğer bölümleriyle doğal ışık bağı kuruyor. Garaj katından asansörlere geçişler bile, doğal güneş ışığı alan atriumlu bir bahçenin önünden geçilerek sağlanıyor.

Özgün ve dünya trendlerini yakalayan rezidans anlayışına uygun olarak tasarlanan Elit Perla Palas'ın mimarisi dört ayrı kullanım katmanından oluşmaktadır;
 - Binayı çevreleyen restoranları, yarı açık oturma teraslarını, peyzaj ve rekreasyon alanları ile lobi alanını da kapsayan ana giriş katı,
- Ana girişin bir alt katmanında en büyük oturuma sahip yüzme havuzu, spor merkezi, mağazalar ile seminer ve toplantı salonları, rezidans hizmet bölümlerinin bulunduğu kat,
 - Giriş katının bir üst katmanında iç avlu olarak yeşil çatı peyzajının yer aldığı rekreasyon alanı,
 - En son bu katmanların üzerinde konut ve ofis katları da yeşil peyzajlı avlunun etrafına çevrelenerek kat bahçeleri ile sarılarak yükselmektedir.